Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından
meydana gelmiştir.
Alınan
görevleri yapmak ve yapıldığını takip etmek lâzımdır. Millet
hayatında başarı devamlılığa bağlıdır.
Başarı
için muntazam plânlı çalışma yapmak lâzımdır. Son nefesimizi
verinceye kadar çalışacağız.
Bir
fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı
çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez
Biz
aziz milletimize müreffah, kuvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt
ediyoruz; kendimizi millete adıyoruz.Ve Türklük yoluna başlarımızı
koyuyoruz.
Bizim
savunduğumuz Dokuz Işık'çı sistemin hedefi Türk Milletinin her
ferdini mülk sahibi yapmaktır.
Bölünme
kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye'yi yeniden inşa
edeceğiz...
Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya
ulaşamaz.
Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde
el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.
Dokuz
Işık Doktrini, derin bir insan sevgisi ve insan haysiyetine saygı
ile bağlı olma isteğini içerisinde taşır.
Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz,
metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.
Fikir,
iman, ülkü aşkı ... İnsanları güçlü yapan bunlardır.
Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa,
tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir
savaş.
Hepiniz
birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere
düşürmeyin.
İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat
adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya ASLA müsaade, müsamaha
etmezler.
İnsanlık âleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık
demek, Türk Ülküsü demektir.
İslamiyet'i ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de
aynı derecede gaflet ve ihanettir.
Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi
hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Dâvamızın geleceği
birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.
Komünist sistemlerde halkın esaret altında oluşunun sebebi bir mülk
sahibi olamamasıdır. Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.
Milletler arasındaki mücadele şuurundan mahrum olan toplumlar
başkasının boyunduruğu altına düşerler.
Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri
tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından
esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin
hale gelir.
Millî
kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için
Türk Milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında
parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve
saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.
Mücadelemiz her ne pahasına olursa olsun, siyasi kazanç mücadelesi
değil, ahlâk ve fazilet mücadelesidir. Bu mücadelenin karakteri
yıkıcı değil, yapıcı olmaktır. Bu şerefli mücadeleye Türk milletini
davet ederim.
Toprak
bütünlüğümüzü devletimizin ve milletimizin bölünmezliğini hedef alan
hainlere karşı Türk Milleti olarak ayağa kalkmalıyız.
Türk
aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak
benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."
Türk
Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve
istikbali gençliktir.
Türk
milliyetçiliği meşru savunma, yüksek insanlık duyguları ve Türk
Milletinin kendi tabii haklarının savunulması, korunması duygusu ve
iradesinin, şuurunun bir ifadesidir.
Türk
milletine Bizans'tan geçen bir hastalık vardır.gevşeklik,
laubalilik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, birbirini
beğenmemek, sır saklayamamak, rastgele laf söylemek.
Bu
hastalık sizde var. Bu hastalığı tedavi etmeniz lazımdır. Bu
hastalığı tedavi etmezseniz, kendinize yol seçiniz. Milliyetçi
harekette bir saniye daha fazla kalmayınız.
Benimle
dava arkadaşlığı edecekseniz herşeyden önce vasıflı Türk olmaya
mecbursunuz. Türk milletini batıran,Bizans'ı batıran,Osmanlı
imparatorluğunu batıran hastalık budur.
Türk
töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.
Türk
töresinin bir diğer şartı da haddini bilmektir. Haddim bilmek... Ne
kendinizi dev aynasında göreceksiniz. Herkese yukarıdan
bakacaksınız, ne de kendinizi aşağıdan göreceksiniz, aşağıdan
bakacaksınız.
Türk
Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne
pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her
çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi
menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler
kendilerini millet için feda ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü
böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz.
Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır saklamaktır. Sır
saklamak...
Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin
sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren
ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin
bir uyarma yürüyüşüdür.
Türkiye'nin yükselişi ithal fikirle olmaz. Hiç bir yabancı, Türkün
menfaatlerini Türk Milletinin kendisi kadar düşünemez.
TÜRKLÜK
bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.
Türkün
en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır.
Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını
uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın
taşıyıcısıdır.
Ülküsüz
insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.